Aşk Bir Oyunmu?

• Aşk bir oyunmu? Neden bu kadar çok ilişki bir süre sonra monotonluğa düşüyor, ölü bir ağaçtan asılı buruşuk yapraklar gibi oluyor?
• Meyve sularının akmasını sağlamak neden bu kadar zor?
• İlişkinin momentumu neden kayboluyor?
• Birkaç yıl sonra ilk tazeliğin yıkıcı sıkıntıya dönüşmesi kaçınılmaz mı?

Aşk bir oyunmu? Çiçek açıcı, iştah açıcı, sulu bir kırmızı-sarı şeftali hayal edin ve sonra koyu kahverengi, buruşuk, kurumuş bir şeftaliye dönüştüğünü görün. Tazelik nereye gitti? Meyve suyu nereye gitti? Hayat nereye gitti? Zarf hala orada, dışarısı hala var, ama içinde hiçbir şey kalmadı: daha fazla hayat yok, daha fazla zevk yok, daha fazla eğlence yok, daha fazla aşk yok, sadece sirke yok.

Bir ilişkinin başlangıcında, vücudunuzdan akan meyve suları, o diğer önemli kişinin dikkatini ve ilgisini artırır. Her şey harika görünüyor, çiçek açıyorsunuz, vücudunuz bile diğerinin dikkatine göre “dolduruluyor”. Dikkat, güçlü bir enerji şeklidir ve enerji, şeyleri çalıştırmayı, hareket etmeyi ve akmayı sağlayan şeydir. Enerji, şeyleri canlı kılan şeydir.

Enerji olmadan hayat olmaz. Enerji olmadan, sadece ölüm vardır.

Her romantik ilişki, enerjinizi kendiniz tedarik etmek yerine, diğer yarınızın sağladığı enerjiye bağlı olarak başlama riskinizi içerir. Bu terim için bir anlığına düşünün: “diğer yarınız”. Bütün bir kişi olmak için başkasına güvenmenize gerek yok. Kendiniz tamamlayabilirsiniz. Mutlu ve üretken olabilmeniz için “diğer yarısına” ihtiyacınız yoktur. Önce kendiniz tam bir insan olmayı öğrenin. Eğer bir kadınsanız, erkeksi enerjinizi nasıl aktive edeceğinizi öğrenin ve eğer bir erkekseniz, kadınsı enerjinizi aktive edin. Sadece kendinizi dengeleyerek ve kendi bütünlüğünüzü paylaşarak sevgiyi sonsuza dek sürdürebilirsiniz.

Eşinizin enerjisine çok fazla bağımlı olduğunuzda, günlük enerji ihtiyaçlarınızı karşılamak için bu kişiye sahip olmanız gerektiğini hissedeceksiniz. Kendi enerji bağlantınızı kuramadığınızda, yeterli enerji alabilmek için diğerini kontrol etme gereğini hissedeceksiniz. Bunun ne kadar trajik olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Her zaman diğer kişinin kontrolünde olmalısın! Bir gün enerjisini başka birine vermeye başlayabilir; o zaman ne yapacaksın? Muhtemelen çökecektiniz ve bunu göze alamazsınız, bu yüzden kontrolde kalmak zorundasınız. Kontrol etmek sahip olmaktır ve süreçte diğerini bir nesnenin seviyesine indirirsiniz. Artık bir kişi olarak değil, uzaktan kumandalı bir oyuncak araba gibi “kontrol edilecek bir şey” olarak görülüyor.